Warning: Trying to access array offset on value of type null in /var/www/vhosts/dreminesakalar.com/httpdocs/wp-content/plugins/unyson/framework/helpers/general.php on line 1275

Warning: foreach() argument must be of type array|object, null given in /var/www/vhosts/dreminesakalar.com/httpdocs/wp-content/plugins/unyson/framework/helpers/general.php on line 1275
Eskişehir Burun Estetiği ve Rinoplasti Merkezi | Dr. Emine Şakalar
Eskişehir kepçe kulak
Eskişehir Kepçe Kulak Ameliyatı! Kepçe Kulak (Otoplasti) Nedir?

Kepçe Kulak (Otoplasti) Nedir? Eskişehir Kepçe Kulak Ameliyatı!

Kepçe kulak, hemen hemen toplumun genelinde var olan ve kulak yapısındaki şekil bozuklukları olarak tanımlanır. İşitme ve kulak yapısının genel fonksiyonel durumunda herhangi bir olumsuz durum yaratmayan bu sorun tam olarak bir hastalık şeklinde tanımlanmaz. Hastaları estetik açıdan rahatsız eden kepçe kulak sorunu estetik ve KBB cerrahisinde uygulama olarak kendine yer bulmuştur.

Gelişen tıp teknolojisi ve estetik cerrahisinde yaşanan gelişmemelerle birlikte kepçe kulak sorunu, oldukça kolay bir şekilde sorun olmaktan çıkmakta ve basit bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Estetik görünüm açısından kişilerde meydana getirdiği rahatsızlık hissi, beraberinde özgüven eksikliği ve özsaygı eksilmesi gibi psikolojik rahatsızlıklara neden olur. Bu sorunlar düşünüldüğünde kepçe kulak sorunu bireyin çok daha iyi bir hayat yaşaması ve kişisel değerlerinin psikolojik yönden yeniden yükselmesi adına oldukça önemli bir operasyondur.

Kepçe Kulak Nedir, Nasıl Yapılır?

Kepçe kulak; baş bölgesinde görülen en yaygın şekil bozukluğu türlerinden biridir. Kulakta yer alan kıkırdakların gevşemesi veya kulakta bulunan kıvrımların yetersiz olmasından dolayı meydana gelir. Bu eksiklikler sebebiyle gevşemiş bir yapıya sahip olan kulakta, ön tarafa ya da yana eğilmiş bir görünüm meydana gelir. Hoş olmayan bu görüntü genelde her iki kulakta görülse de bazı hastalarda tek taraflıda olabilmektedir.

Bu kulak sorunu, kadın hastalarda saçlarla kamufle edilebilir olmasına rağmen erkeklerde gizlemek pek mümkün olmamaktadır. Özellikle bu sebeple kepçe kulak ameliyatına erkekler daha fazla başvurmaktadır. Psikolojik problemlere sebep olabileceği düşünüldüğünde kepçe kulak sorunu mutlaka giderilmesi gereken bir sorun olarak önümüze çıkmaktadır.

Kepçe Kulak Ameliyatı Hangi Yaşta Yapılır?

Kepçe kulak sorununun düzeltilmesinde farklı yaş gruplarına özel tedavi yöntemleri bulunur. Özellikle bebek hastalarda pozisyon sabitleyiciler, sorunun giderilmesi yönelik önemli bir yöntemdir. Çocuk hastalarda ise büyüme devam ettiği için bir süre bu tarz cihazlar kullanılabilir. Yetişkin hastalarda ise artık büyüme ve gelişme süreci sona erdiği için mutlaka cerrahi müdahale şarttır. Otoplasti olarak tanımlanan kepçe kulak operasyonu, sorun olan kulak yapısını normal hale getirir. İşlemle birlikte kalıcı bir sonuç elde edilmeye çalışılır. Özetle kepçe kulak ameliyatı her yaş grubunda farklı bir yaklaşım gerektirir.

Ameliyatı Süreci

Eskişehir Kepçe Kulak

Geçmiş dönemlerde oldukça büyük bir sorun olarak anılan kepçe kulak, günümüz cerrahi yöntemleri ile oldukça kolay bir hale gelmiştir. Okul çağı döneminde, çocuklarda büyük sorun teşkil eden kepçe kulaklar akran zorbalığı gibi etkilerle çocuklarda adeta bir kabus haline gelir. Doğru tekniklerle ve uygun bir zamanda mutlaka tedavi edilmesi şarttır.

Diğer cerrahi operasyonlara göre oldukça düşük risklere sahip kepçe kulak ameliyatı, alanında uzman cerrahlar tarafından uygun şartlarla gerçekleştirilmesi gereken bir ameliyattır. Hastanın mevcut durumu ve yaşı da değerlendirilerek lokal veya genel anestezi altında oldukça basit bir şekilde gerçekleştirilir. Ameliyat süresi ise genel olarak 1 veya 1.5 saat gibi kısa bir sürede gerçekleştirilir ve işlem sonrası hasta evine gidebilir.

Kulak yapısına kullanılacak tekniğe göre müdahale edilir. Şekil bozukluğuna göre kulağın ön ya da arka kısmına operasyon yapılır. Kulakta var olan bozukluğa göre kıkırdaklara uygun şekil verilir ve olması istenilen şekilde kulak geriye doğru çekilir. Ameliyat sonrası işlem yapılan kulaklar özel bir yöntemle sarılır ve 1-2 hafta boyunca sarılı kalır. Ayrıca ameliyat sonrasında yapılan kesiler ise kulak arkasında kaldığından estetik bir sorun teşkil etmez ve iyileşme sonrası herhangi bir ize sebep olmaz.

Ameliyat Sonrası İşitme Kaybı Olur mu?

Ameliyat sonrası merak edilen sorulardan birisi de ameliyat sonrası işitme kaybı olur mu? Yapılan ameliyat kulağın işitme fonksiyonuna yönelik gerçekleşmediğinden dolayı herhangi bir işitme kaybına neden olmaz. İyileşme sürecinde ve sonrasında kişi bu sebeple normal hayatına rahatlıkla devam edebilir. Basit ve hızlı bir ameliyatlardan olan kepçe kulak ameliyatlarında iyileşme süreci 1-2 hafta kadar sürer. Bu süreçten sonra kepçe kulak problemi ortadan kalkar ve kişi doğal görünümüne kavuşur.

Çocuklarda Kepçe Kulak Ne Zaman Yapılır?

Kepçe Kulak Ameliyatı Nasıl Yapılır

Özellikle bebeklerde tespit edilen kulak kepçesi sorunu, uzman bir doktorun müdahalesi ile takılan özel bantlarla ileride gelişebilecek ameliyat sürecini engelleyebilmektedir. Birkaç ay süre ile takılan bu bantlar büyüme ile birlikte ameliyat gerekliliğini ortadan kaldırabilmektedir. Geç kalınan müdahale ile ya da kepçe kulak sorununun geç tespiti sonrası,  ameliyat süreci uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi ile ortaya çıkar.

Kepçe kulak ameliyatı ileriki yaşlarda yapılabilmesine rağmen çocukluk döneminde müdahale edilmesi, çocuğun çocukluk dönemini sosyal ve psikolojik olarak güçlü geçirmesine neden olur. Bununla beraber yetişkinlik dönemine özgüveni güçlü bir çocuk olarak girmesine olanak tanır.

Doğru tespit ile birlikte çocuklarda ameliyat için en uygun dönem 4-6 yaş olarak belirlenir. Kulak yapısında gelişmenin henüz tamamlanmadığı bu dönemde yapılacak bu müdahale okul çağında akran zorbalığı ya da alaya uğrama gibi sorunları atlatmasına yardımcı olarak başarılı bir eğitim hayatına başlamasına neden olur.

Eskişehir Kepçe Kulak Ameliyatı Fiyatları

Kepçe kulak ameliyatı fiyatları birçok faktöre göre değişiklik göstermektedir. Özellikle İşlemi yapacak cerrahın bu konuda ki deneyimi, kullanılacak teknikler, malzeme kalitesi oldukça önemlidir. Ayrıca işlem yapılacak kulakta var olan şekil bozukluklarının düzeyi gibi birçok faktör fiyat konusunda etki etmektedir.

Sizde kepçe kulak ameliyatı olmayı düşünüyorsanız Op. Dr. Emine Şakalar klinik hattından muayene randevusu alarak detaylara ulaşabilirsiniz.

Acik-Rinoplasti
Burun Estetiğinde Açık Rinoplasti Nedir? Kapalı Rinoplastiden Farkları Neler?

Burun Estetiğinde Açık Rinoplasti Nedir? Kapalı Rinoplastiden Farkları Neler?

Burun Estetiğinde Açık Rinoplasti nedir? Son günlerde sıkça duyduğumuz sorulardan birisi olan burun estetiğinde açık yöntem mi? kapalı yöntem mi? Sorusu oldukça gündemde olan bir konu. Açık burun estetiği yöntemi ile kapalı yöntemin arasında ki farklar neler? Açık ya da kapalı yöntemden hangisi tercih edilir? İşte Burun Estetiği ile ilgili merak edilen yöntem farkları.

Açık Burun Estetiği ve Kapalı Burun Estetiği Nedir? Farkları Neler?

Eskişehir Açık Kapalı Rinoplasti Ameliyatı

Rinoplasti ameliyatlarında karşımıza çıkan yöntem farklarından biri olan Açık Burun Estetiği, kolumella denilen bölgede kesi yapılması ile gerçekleşir. Kapalı burun estetiğinde ise bu kesi yöntemi yoktur ve ameliyat tamamen burun içerisinde gerçekleştirilir.

Açık burun estetiği yönteminde, burnun alt ucundan başlanarak yaklaşık yarım cm’lik bir kesi yapılır ve cilt kaldırılır. Bu işlemle birlikte kemik ve kıkırdak doku tamamen ortaya çıkar. Açık burun estetiği yöntemi cerrahi müdahaleyi derinleştirse de birçok avantaja sahiptir. İşlem yapılacak alana müdahaleyi kolaylaştırırken her türlü ameliyat tekniğinin uygulanmasına da imkân sağlar. En büyük dezavantajı ise ameliyat sonrası iyileşme süresi kapalı burun estetiğine göre biraz daha uzun sürmesi ve kapalı cerrahiye göre geç iyileşmesidir. Ameliyat ile birlikte meydana gelen kesi izleri ise 6 ay içerisinde tamamen kaybolmaktadır.

Kapalı burun estetiği yönteminde ise işlem tamamen burun içerisinde gerçekleşir. Kapalı rinoplasti çok eski yıllardan beri kullanılan bir yöntem olmasına rağmen bu cerrahi yöntemini hasta burun yapısına göre tercih eden hekimlerde vardır. Açık rinoplasti ameliyatından farklı olarak açılan kesiler tamamen burun içerisinde yapılır ve kemik iskelete bu şekilde ulaşılır. En büyük avantajı ise diğer ameliyat yöntemine göre çok daha hızlı iyileşme süresi olmasıdır. Ayrıca açık rinoplasti ameliyatı süresine göre çok daha kısa süren bir işlemdir.

Açık Burun Estetiği (Rinoplasti) Avantajları Nedir?

  • Açık burun estetiğin de cerrahi saha oldukça geniştir ve burun üzerinde yapılması istenilen değişikliklerde kapsamlı çalışma imkânı sunar.
  • Açık halde olan burun yapısında çok daha keskin ve net bir şekil verme imkanı sunar.
  • Özellikle revizyon ameliyatlarında önemli olan yeniden şekillendirme düşünüldüğünde açık bir sahanın olması başarı oranını yükseltir.
  • Zorlu bir burun yapısına sahip hastalarda açık cerrahi tercih edilmelidir.

Kapalı Burun Estetiği (Rinoplasti) Avantajları Nedir?

  • Burun Ucunda kesi yoktur, iyileşme süresinde kesi izi beklentisi olmaz.
  • Ameliyat sırasında damar ve sinirlerin zarar görme riski yoktur dolayısıyla ameliyat sonrası burunda ortaya çıkabilecek his kaybı ve üşüme gibi yan etkiler de yoktur.
  • Sınırlı bir cerrahi olduğundan dolayı iyileşme çok daha hızlı gerçekleşir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Ameliyatlarında Hangisi Tercih Edilmeli?

Burun Estetiği Açık Kapalı Rinoplasti

Öncelikle ameliyatın açık ya da kapalı olmasından ziyade, ameliyat sonrası ortaya çıkacak olan sonuçtur. Burun yapısı incelendiğinde cerrahiyi gerçekleştirecek olan hekiminiz sizinle birlikte doğru olan yönteme karar verecektir. Unutmamanız gereken en önemli nokta ise nasıl bir burun istediğiniz ve istediğiniz burun yapısını size sunacak olan hekimin deneyimi ve tecrübesidir.

Sizde Burun Estetiği ameliyatı olmayı düşünüyorsanız ve mevcut burun yapınızın hangi yönteme uygun olduğunu merak ediyorsanız, Op. Dr. Emine ŞAKALAR Klinik hattımızdan muayene randevusu alarak detaylara ulaşabilirsiniz. Ayrıca Sosyal Medya hesaplarımıza aşağıda yer alan linklerden ulaşabilirsiniz.

Op. Dr. Emine ŞAKALAR Resmi Instagram Hesabı için TIKLAYINIZ!

Eskişehir Burun Estetiği ve Rinoplasti Merkezi Instagram Hesabı için TIKLAYINIZ!

Op. Dr. Emine ŞAKALAR Resmi Web Sitesi için için TIKLAYINIZ!

Uyku Apnesi Nedir Kapak
Uyku Apnesi Nedir? Uyku Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir? Horlama Neden Olur?

Uyku apnesi nedir, nasıl tedavi edilir? Uyku bozukluğu, son dönemlerde birçok kişide sıkça rastlanan bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle uyku sırasında tekrarlayan ataklar şeklinde, nefes alıp vermenin kesilmesi vb. gibi kendini gösterir. Tedavi edilmediği durumda ise kalp krizi, inme, şeker hastalığı gibi ciddi hastalıklarının meydana gelmesine zemin oluşturmaktadır. Bu sebeple uyku bozuklukları oldukça dikkate alınmalı ve tedavi süreci kesinlikle aksatılmamalıdır.

Uyku bozukluğu olarak tanımlanan bu rahatsızlık, uyku sırasında ani ve sürekli olacak halde solunum durması şeklinde kendini gösterir. Özellikle son yıllarda karşımıza sıkça çıkan bir rahatsızlıktır. Uyku apnesi sırasında nefes alma süreci yaklaşık 10 saniye ya da daha fazla civarında durur. Farklı alt tiplerinin de mevcut olduğu uyku apnesinde, belirtiler alt türe göre değişkenlik gösterir.

Uyku Apnesi Nasıl Ortaya Çıkar?

Uyku apnesi Nedir

Uyku apnesi nasıl ortaya çıkar? Özellikle uyku apnesi uyku sırasında kişinin solunumunun durmasına neden olur. Özellikle yüksek sesle horlaması olan, Aşırı kilolu (Obezite), yüksek tansiyona sahip ve burun, boğaz yollarında tıkanıklığı olan hastalarda bu durum oldukça sık görülür. Bunun yanında solunum durması ile birlikte kanda var olan oksijen seviyesinin düşmesine ve karbondioksit miktarının artmasına neden olur. Bu durum kendini yüksek tansiyon, düzenli olmayan kalp atışı, inme ve kalp krizi ve uykuda ölüm gibi ciddi durumların ortaya çıkmasına sebep olur. Bunun dışında bazı dış faktörler ise bu durumu etkiler. Bunlar ise;

  • Aşırı kilolu olunması (Obezite)
  • Burun, boğaz ve çene yapısındaki bozukluklar (Büyümüş geniz etine sahip olmak, alt çenenin küçük olması vb.)
  • İlaç ve madde bağımlılığı (Alkol ve sigara kullanımı)
  • Bazı endokrin bozukluklar (Hipotiroidi, akromegali, diyabet, tansiyon)
  • Genetik yatkınlıklar
  • Üst solunum yollarında meydana gelen hastalıklar
  • Uyku bozukluğuna sebep olan diğer hastalıkların olması.

Uyku Apnesi Belirtileri

Uyku Apnesi belirtileri nelerdir denildiğinde, bu sorunun cevabı için birçok farklı etkeni vardır demek yanlış olmaz. Farklı belirtiler gösterilmesi mevcutken santral ve obstrüktif tipe sahip olan uyku apnelerinde ortak şikâyetler mevcuttur. Bu sebeple bu iki tipi birbirinden ayırmak oldukça zordur. Uyku apnesi sadece yetişkinlerde görülen bir hastalık değildir. Çocuklarda da bu rahatsızlık kendini gösterir. Belirtiler neler dersek ortak olarak şu maddeleri sayabiliriz;

  • Erken saatlerde yaşanan baş ağrıları (özellikle sabahları)
  • Yeterli uykunun alınmaması ya da uykusuzluk
  • Sabah uyanıldığında ağız kuruluğu ve boğaz ağrısı
  • Depresif ve hırçın bir ruh hali
  • Sinirlilik
  • Uyku esnasında solunum durma atakları
  • Aşırı derecede yüksek sesle horlama
  • Dikkat eksikliği
  • Ani şekilde yaşanan uyanmalar
  • Trafik Kazaları (Direksiyonda uyuma sebepli)
  • Cinsel fonksiyon bozuklukları

Yetişkinlerde dışında çocuklarda da uyku apnesi görülmektedir. Çocukta uyku apnesinden şüphelenildiği durumlarda uyku esnasında yaşanması muhtemelen belirtiler iyi izlenmeli ve bakılmalıdır. Uyku sırasında horlama ve solunumda güçlük, huzursuz bir hal, aşırı terleme ataklarının olup olmadığına dikkat edilmelidir. Ayrıca öksürük karakteri iyi izlenmelidir. Boğulurcasına bir öksürüğünün olup olmadığı iyi izlenmelidir. Bu belirtiler iyi analiz edildiğinde tedavide başarı oranı artar ve iyi bir sonuç elde edilir.

Gündelik Yaşam ve Uyku Apnesi! Olumsuz Etkileri Neler?

Uyku apnesi ve uyku

Gündelik yaşamda uyku apnesinin olumsuz etkileri neler? Uyku apnesi rahatsızlığına sahip olan bireyler, düzensiz bir gece uykusuna sahiptirler ve sürekli olarak uyanırlar. Uyanma sıklığı çok fazla olması sebebiyle derin uyku moduna geçemezler. Derin uyku yaşamayanlar ise ertesi gün yorgun bir şekilde kalkarlar. Gün içi sürekli uyuma isteği ile birlikte verimlilikleri düşer. Yapılacak işler için gerekli olan odaklanmayı sağlayamazlar. Verimli bir uyku evresi yaşanmadığı için dikkat dağınıklığına sahip olurlar.

Uyku Apnesi Nasıl Teşhis Edilir? Polisomnografi (Uyku Testi) Nedir, Nasıl Yapılır?

Uyku apnesi nasıl teşhis edilir? Sorusunun cevabına gelirsek; uyku bozukluklarının tespiti için tıp dünyasında “Polisomnografi” olarak anılan uyku testi ile yapılır. Uyku testi yani Polisomnografi ile uyku kalitesinin seviyesi ve uyku bozukluğuna neden olan sebepler araştırılır. Hasta tüm gece boyunca cihazlara bağlanır ve uyku süreci aşamasında ki verileri kayıt edilir. Kişiye ait beyin dalgaları, uyku derinliği, solunum süreci ve solunuma ait ritmi, horlama düzeni ve sıklığı, solunumun durması ve durma süresi, kanda mevcut olan oksijen seviyesi, vücut hareketleri, değişkenlik gösteren yatma pozisyonları gibi uyku esnasında meydana gelen tüm veriler kayıt edilir ve ölçülür.

Uyku Apnesi (Polisomnografi)

Yetişkinler gibi çocuk hastalarda da uyku testi (Polisomnografi) yapılabilir. Özellikle çocukluk çağında meydana gelen Obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS) teşhisinde oldukça sık kullanılır. Çocuklara göre özel olarak hazırlanmış uyku laboratuvarında bu tetkik oldukça kolay bir şekilde yapılabilir.

Çocuklarda Polisomnografi

Aynı şekilde gebelik döneminde ortaya çıkan uyku bozuklukları ve solunum bozuklukları gibi rahatsızlıklarda da Polisomnografi güvenli bir şekilde uygulanabilir. Hormonal yapının değişmesi ile birlikte ortaya çıkan uyku apnesinin tespiti için kullanılabilir. Anne karnında ki bebeğe herhangi bir zararı ve yan etkisi yoktur.

Uyku Apnesinde Tedavi! Tedavi Nasıl Yapılır?

Uyku apnesinde tedavi için öncelikle hastanın yaşamış olduğu sorunlar ve bu sorunların kaynağı mutlaka araştırılmalıdır. Ortaya çıkış nedenlerinin doğru tespiti tedavide başarı için olmazsa olmazlardandır. Öncelikle hastanın obezite rahatsızlığı varsa bu mutlaka giderilmelidir. Ayrıca üst solunum yollarında tespit edilen daralma için mutlaka inceleme yapılmalı ve gerektiği durumda ameliyat yapılmalıdır. Özetle hastada uyku apnesine yol açan sebeplerin tespit edilmesi ve onların üzerine gidilmesi şarttır. Bu sebepler belirlendikten sonra tedavi haritası ona göre çıkarılır.

Uyku apnesi tedavisinde ilk olarak mevcut obezitenin mutlaka ortadan kaldırılması şarttır. Obezite tüm vücudu etkileyen rahatsızlıkların oluşmasına sebep olur. Bu süreçle birlikte uyku apnesine de yol açar.

Ayrıca üst solunum yollarında herhangi bir darlık var mı mutlaka kontrol edilmelidir. Bu ve bunun gibi durumlar mutlaka tespit edilmeli ve tedavide bunlar göz önüne alınarak yol izlenmelidir. Uyku apnesine sebep olan sorunlar elendikten sonra hastada rahatsızlık hala devam ediyorsa cerrahi yöntem artık düşünülmelidir.

Cerrahide kullanılacak ekipmana oldukça dikkat edilmelidir. Hastaya kalıcı bir zararın geri dönüşü olmayacaktır. Bu hassasiyetle birlikte ameliyat sonrası hastanın daha az acı ve ağrı çekmesi hedeflenir. Cerrahi müdahale sonrası hastanın bir süre daha takibi gerekir.

CPAP

Diğer tedavi yöntemi ise hastanın hava yollarının sürekli bir şekilde açık kalmasını sağlayan basınçlı cihazların kullanımıdır. CPAP olarak adlandırılan bu cihazlar uyku apnesi yaşayan birçok hastada kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemi ile uyku apnesinin önlendiği hasta geri dönüşleri ile gözlemlenmektedir. Uyku esnasında özellikle gece boyunca yüze takılan bir maske ile basınçlı hava veren bu cihazlar, alışma sürecinde hastaya rahatsızlık verebilir. Ancak sabah uyanışlarında yaşadıkları dinçlik ve dinlenmişlik hissi alışma sürecine olan teşviki arttırır. Bu süreçle birlikte hasta yaşam kalitesi oldukça artar ve gün içerisinde verimli bir zaman geçirirler.

Tedavi yöntemleri belli olsa da her hastada bu yöntem değişebilir. Öncelikle uygun tedavi için hasta detaylı bir kontrolden geçmelidir. Bu kontrol sonrası daha net bir tanı ortaya çıkar ve uyku apnesi için doğru tedavi yöntemi belirlenir.

Tedavi Süreci Ne Kadar Sürer? Uyku Apnesinden Kurtulmak Mümkün mü?

Tedavi süreci ne kadar sürer? Birçok hastanın merak ettiği bu sorunun cevabı ise tedavi süreci ile doğru orantılıdır. Uyku apnesi kişinin yaşam kalitesini düşüren ve beraberinde birçok olumsuz etkiler çıkaran bu rahatsızlıktır. Uyku, neredeyse tüm canlılar için oldukça önemli bir faaliyettir. Kişinin dinlenebilmesin için vazgeçilmez bir aktivitedir. Fakat uyku apnesi rahatsızlığı olan hastalar kaliteli bir uyku evresinden mahrum olurlar. Uykusuzlukla birlikte dikkat dağınıklığı, odaklanamama, huzursuzluk, sürekli uyanma gibi problemleri ortaya çıkarır.

Kişiler derin uyku yaşamadığında sürekli olarak yorgun haldedirler. Ayrıca sabahları uyanmak adete kendileri için bir işkence haline döner.  Günümüz sağlık teknolojileri ile birlikte uygulanan yöntemlerle bu hastalığı tedavi etmek mümkün olmaktadır.

Yaş grubu dikkate alınarak uygulanacak tedavi yöntemine göre iyileşme süreci de değişkenlik gösterebilmektedir. Çocuklar düşünüldüğünde gerçekleştirilecek olan ufak bir bademcik ve geniz eti operasyonu sonrası düzelme büyük oranda gerçekleşir. Yetişkinler söz konusu olduğunda ise mevcut duruma göre bu değişebilir. Kimi hasta ömür boyu uyku maskesi kullanırken kimi hastada uygulanan tedavi ile ömür boyu maske kullanıma gerek kalmaz.

Özetle uyku apnesi tedavisi süresi ne kadar? Sorusu hasta yaşına, mevcut durumuna, hastalığın boyutuna göre değişebilir.

Sizde uyku apnesi şikayeti yaşıyorsanız klinik hattımızdan randevu alarak bu sorunu ortadan kaldırmaya yönelik ilk adımınızı atabilirsiniz.

Burun Estetiğinde Yaş Sınırı Var mı? Kaç yaşında Yapılır? Rinoplasti Yaş Sınırı Nedir?

“Burun Estetiğinde yaş sınırı var mı?” sorusu oldukça sık gündeme gelen ve güncelliğini korumaya devam bir sorudur. Burun estetiği ameliyatları için hastanın mutlaka belirli bir yaşa gelmesi kaçınılmazdır. Gelişme dönemi devam ederken kemik ve kıkırdak gelişiminin tamamlanması için bir süreye ihtiyaç söz konusudur. Yapısal olarak özellikle kadın hastalarda bu gelişim süreci erkeklere göre çok daha erken tamamlanır. Vücut gelişimi de kadınlarda öncelikli iken erkeklerde ise boy ve burun uzaması gibi gelişim süreci 18 yaşına kadar devam etmektedir. Özellikle kız çocuklarında büyüme genelde 16 yaş civarı tamamlanır ve büyüme evresi durur. Bu yapısal özellikler göz önüne alındığında kız çocuklarında 16 yaş itibariyle ve gerekli görülmesi durumunda burun ameliyatları yapılabilir. Ancak erkek çocuklarda bu yaş sınırı 18’dir. Kız çocuklarında gelişim süreci daha erken başlar ve daha erken biter. Bu sebeple 16 yaş, gerekli görülmesi durumunda kız çocuklarında ameliyat için uygun bir görülmektedir.

18 Yaş Altı Burun Estetiği Ameliyatı Olabilir mi?

Burun Estetiğin Yaş Sınırı

Vücudun gelişim süreci devam ederken estetik ve burun ameliyatı olmak oldukça sakıncalı bir durumdur. Ancak burun estetiğinde alt yaşlar için de bazı istisnalar mevcuttur. Estetik kaygısının olmadığı ancak kırık, kaza sonrası travma ve doğuştan gelen burun yapısı sorunları gibi nefes almaya engel durumlar olduğunda, hasta gerekli olan yaşa gelmeden uzman hekimin uygun görmesi ile burun estetiği ameliyatı yapılabilmektedir. Böyle durumlarda ameliyat için yaş kriteri arka plana atılabilir. Sonuç olarak “Burun Estetiğinde yaş sınırı var mı?” sorusunun cevabı hastanın mevcut durumuna ve cinsiyete bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.

Rinoplasti Ameliyatı Kaç Yaşına Kadar Yapılabilir? burun estetiğinde yaş sınırı Nedir?

Burun Estetiğin Yaş Sınırı

Yaşı ilerlemiş ve çeşitli nedenlerde ameliyatını ertelemek zorunda kalan birçok hastanın merak ettiği “Rinoplasti ameliyatı kaç yaşına kadar yapılabilir?” sorusu ise yine sıkça sorulan sorulardan birisidir. Yaşı ilerlemiş hastalar için burun ameliyatı üst yaş sınırı genelde 45-50 yaş arasındadır. 45 yaş ve üstü hastalarda cilt esnekliği kaybedilmeye başlandığı için iyileşme süreci de oldukça yavaşlamaya başlayacaktır. Ayrıca ameliyat sonrası istenilen başarı oranı da bu sebepler nedeniyle düşecektir. İyileşme düzeyi de bu duruma paraleldir. Bahsedilen bu avantajsız durumlar düşünüldüğünde 45-50 yaş sonrası burun estetiği ameliyatı genel olarak önerilmez. Yaşı ilerlemiş hastalar için detaylı tetkik ve muayeneler sonrası en doğru karar verilebilir.

18 Yaş Altı Burun Estetiği Ameliyatlarına Neden Sıcak Bakılmaz?

Burun estetiği gibi neredeyse tüm estetik ameliyatlarında 18 yaş altında cerrahi müdahale önerilmemektedir. Genç bireylerin fiziki gelişimi henüz tamamlanmadığı için cerrahi müdahale sonucu elde edilmek istenilen ideal sonuç oldukça zorlaşmaktadır. Ruhsal olarak henüz olgunlaşmamaları da diğer engelleyici bir sebeptir. Özellikle ergenlik dönemi ile birlikte ruh hallerinin sürekli bir değişim halinde olması, bedensel algılarının değişkenlik göstermesi de oldukça önemlidir. Geri dönüşün mümkün olmadığı estetik ameliyatlarında sonuçları nasıl karşılayacakları bilinmemektedir. Bu sebeple sonuçtan memnuniyetsizlik doğabilir.

Sizde 18 yaş altı bir bireyseniz ya da 18 yaş altı estetik ameliyatı olmayı düşünen bir çocuğunuz varsa Op. Dr. Emine Şakalar klinik hattından ücretsiz ön muayene randevusu alarak ameliyat süreciniz ile ilgili detayları netleştirebilirsiniz.

Yüz Estetiğinde Altın Oranın Önemi! Altın Oran Nedir? Nasıl Sağlanır?

Altın oran nedir sorusundan önce insan beyni yapısı gereği orantılı ve simetrik görünen her şeye karşı daha olumlu ve pozitif algılara kapılma eğilimindedir. Bu kurallar içerisinde yer alan obje ve nesneleri gördüğünde daha olumlu algı ve fikirlere sahip olur. Yaşantımızda ise bunu, karşımızda gördüğümüz insanlara karşı istem dışı olarak da yansıtırız.  Fikirlerin oluşmasına en büyük etkiyi yaratan ise yüzümüzdür. Görünen yüz altın orana yakınsa bilincimizde oluşan algı da daha pozitif bir hal alır. Özellikle bedenen en göz önünde bulunan yüzümüz, karşı tarafta oluşacak olan algı için oldukça büyük öneme sahiptir. Altın orana sahip insan yüzü, çevresinden önce kişinin kendi özgüvensel değeri hakkında da oldukça olumlu düşüncelere sahip olmasına sebep olabilir. Bu sebeple estetik cerrahilerinde ve özellikle yüz estetiği uygulamalarında altın orana da dikkat edilmelidir.

Estetik Cerrahisinde Altın Oran Nedir?

Altın Oran

Estetik cerrahisinin en önemli branşlarından olan yüz estetiği operasyonunda yüzün daha güzel ve algılarda iyi bir yer edinmesi için altın oranın dikkate alınması oldukça önemlidir. Genel uygulamalar için “olmazsa olmazlar” kategorisinde değerlendirilmese de bu orana dikkat etmek insan algısında daha hoş algılanmaya zemin tutar. Bu sebeple yüz estetiklerinde altın orana dikkat etmek oldukça önemli bir konudur.

Yüz estetiğinde altın oran için kalıplaşmış bazı değerler mevcuttur. Örneğin yüzün uzunluğu, yüz genişliğinden 1,618 kat daha uzun olmasıdır. Kısa uzunlukların büyük uzunluklara orantısının 1,618 çıkması şarttır. Bu duruma göre burnun tepesinden dudağın merkezine olan mesafe, dudak ortasından çeneye olan uzunluğun 1,618 katı olması şarttır.

Gözler için ise; Alt göz kapağı ile kaş tepesi arası mesafenin 1,618 katı, Üst göz kapağı ile saç çizgisinin mesafesini sağlaması gerekir. Fakat altın oran olarak bu bir standart olarak düşünülmez. Altın oranda asıl amaç yüz üzerinden bulunan tüm hatların birbiri ile uyum içinde olması hedeflenir. Bu sebeple yüz estetiği uygulamalarında altın oradan destek alınması söz konudur.

Altın oran değerlendirilirken ağız, burun ve göz ayrı ayrı orantılanmak için uğraşılmaz. Özellikle yüzde amaçlanan değişime göre ve bu değişimde altın orana ne kadar yaklaşıldığı önem arz eder. Örneğin hasta sadece Burun Estetiği (Rinoplasti) ameliyatı olarak altın orana en yakın orana kavuşabilir.

İlerleyen yaş ve yorgunluk gibi nedenlerle yüzde oluşan değişimler de kişiyi altın orandan uzaklaştırması mümkündür. İstenmeyen bu gibi durumlarda ise yüz germe, dolgu tedavisi gibi alternatif çözümlerle altın orana yakınlaşma sağlanabilir.

Yüz Estetiğinde Altın Oranın Önemi

Altın Oran

Altın oran insan yüzünün değiştirilmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. İnsan beyni görsel algılarında orantılı olan her şeyi, her zaman kendine çok daha çekici bulmuştur. Yüz hatlarında altın orana yakınlaşmak bu sebeple oldukça önemli bir yere sahiptir.

İnsan yüzünde var olan genişlik ve uzunluk, göz ve ağız arasında var olan boşluk oranı, yüz ve alın genişliğinin gözler ile mesafesi gibi birçok değer altın orana olan yakınlığı temsil eder.

Altın Oran Phi sayısı ile temsil edilir. Phi sayısı 1,618 değeri ile ifade edilir. Bu değere yakın bir yüz o kadar orantılı ve olumlu algı oluşmasına sebep olur. Tam tersine Phi sayısı arttıkça orantısız bir yüz hattı da meydana gelmeye başlar.

Yüz güzelliği ve daha çekici olma arzusu kişi bilincinin tamamen dışındadır. Yüz orantısı, simetrik durumu ve cilt yapısı ile oldukça yakın bir ilişki içindedir. Dış dünyada kabul edilebilirlik ya da daha çekici bir görüntü için bu işlemi uygulatmaz. Aynı karşısına geçtiğinde daha orantılı bir görsel ile karşılaşmak içinde yapabilir.

Altın Orana Yakınlaşmak İçin Estetik Ameliyatı Nasıl Olmalı?

Bilinenin aksine yüz estetiği ve özellikle Burun estetiği(Rinoplasti) ameliyatlarında altın oran diye bir kural yoktur. Bazen basit bir müdahale ile bu orana yaklaşılırken bazen de burun estetiği ya da kaş kaldırma gibi dolgu işlemleri ile bunu yakalamak mümkündür. Hasta yüzünde altın oran için oran kumpası kullanmayı hekim tercih edebilir. Bu kumpas estetik uygulamasını yapacak uzman hekime müdahale etmesi gereken noktalar için yardımcı olur. Ayrıca kumpas sayesinde hasta matematiksel verileri görür ve değişim ile olacak farklılaşmayı görebilir. Özellikle yüz estetik uygulamalarında altın orana yaklaşmak için birden fazla farklı yöntem vardır. Her hastada standart bir değer mevcut değildir. Stabilite hastadan hastaya göre değişebilir.

Yüz estetiği içeresinde “Altın oran” nedir? Diye cevaplanmak istenirse yüzdeki tüm organların birbiri ile orantılı olması olarak ifade etmek oldukça doğru olacaktır. Yapılan değerlendirme sonrası estetik uygulamasında altın oranı bozan kısımlara işlem yapılır. Uygulama kimi zaman cerrahi kimi zaman sadece dolgu ile gerçekleşir ve sonuca ulaşılır.

Uygulama kapsamına bakıldığında ise;

Yüz genişliği ve uzunluğu arasında var olan orantısızlık dolgu malzemeleri ile,

Alın uzunluğundan kaynaklı ise alın yüksekliğinin arttırılması ya da kaşların yukarı kaldırılması ile,

Yüzün alt kısmında var olan bir orantısızlık ise dudak bölgesine yapılacak dolgu ya da çene bölgesine yapılacak dolgu ile giderilebilir.

Altın Oran

  • Rinoplasti (Burun Estetiği): Burun ve yüz uyumsuzluğu söz konusu ise altın oranı yakalamak için Burun estetiği yani diğer adıyla Rinoplasti ameliyatına başvurulabilir. Bu ameliyat sonrası yüzde mevcut olan sarkık, kısa ya da oldukça uzun bir görünme sahip olan burun giderilir. Burun ve yüz orantısının olmadığı ya da simetrik bir görünüm olmadığı durumda bu yönteme başvurulur.
  • Çene İmplantı uygulaması: Çenenin geride olması orantısız görünümde ortaya çıkan en büyük göstergelerden biri olabiliyor. Çene implantı ameliyatı ile çene ve burun arası orantı sağlanır ve altın oran yakalanmış olur.
  • Kaş Dolgusu ve kaldırma: Çoğu hastada ortaya çıkan, kaşlarda orantısızlık altın oranı bozan en büyük uyumsuzluk göstergesidir. Bu uyumsuzluk kaş kaldırma işlemi ile giderilir ve saç çizgisine olan uygun orana ulaşılır.
  • Kırışıklık giderme: İlerleyen yaş ve hasta yapısı gereği meydana gelen kırışıklıklar sarkmalara sebep olur. Bu durumda uygulanan dolgu işlemi ile çizgilere müdahale edilir ve doldurma işlemi yapılır. Dudak ve çene gibi bölgese uygulama ile altın oran sağlanır.

Altın Oran Yüz Estetiği Fiyatı Ne Kadar?

Birçok hastanın merak ettiği altın oran yüz estetiği fiyatı ne kadar? Sorusu cevaplanması en zor sorulardan birisidir. Çünkü her hastanın yüz hatları birbirinden farklıdır. Standart bir uygulama olmamasından dolayı göze hoş gelecek şekilde farklı uygulamalar yapılır ve altın oran yakalanabilir. Çeşitli ölçümler ve müdahale noktaları belirlendikten sonra estetik işlemler yapılmalıdır. Bu sebeple altın oran estetik fiyatları oldukça değişkendir. Kimi hastada ufak bir müdahale gerekirken kimi hastada cerrahi işlem gerekebilir. Birden fazla işlemin gerektiği durumlarda ise fiyat yükselmesi kaçınılmazdır. Sizde Altın oran yüz estetiği fiyatı ne kadar? Diye merak ediyorsanız. Op. Dr. Emine Şakalar muayenehanesinden randevu alarak mevcut durumunuza göre fiyat bilgisine ulaşabilirsiniz.

Yüz Estetikleri Kalıcı mıdır? Altın Oran sabit kalır mı?

Yapılacak işlemlerde fiyat etkisini belirleyen en önemli faktörlerden birisi de doktordur. Uzmanı bir hekim tarafından gerçekleştirilen ve altın orana yakın bir müdahale yüz estetiğinde büyük önem taşır. Özellikle hedeflenen en az müdahale ile altın orana en yakın oranı tutturmaktır. Alanında uzman olan hekim ise oran hesaplamalarını en ince ayrıntısına göre yapar ve en az müdahale ile bu oranı tutturur.

Fiyatı etkileyen diğer bir konu ise kullanılan malzeme kalitesidir. Malzeme kalitesi ile birlikte kullanılan cerrahi ve medikal ekipmanın kalitesinin yüksek olması hedeflenen orana daha net şekilde ulaşılmasını sağlar. Tüm bu faktörler ise altın oranın kalıcılığında oldukça önemli bir yere sahiptir.

Özetle altın orana ulaşmak isteyen hastalar mutlaka doğru hekimler tarafından işleme alınmalıdır. En ufak bir hata kalıcı sonuçların yanında kişinin özgüven problemi, psikolojik rahatsızlıklar gibi istenmeyen etkilere sebep olması muhtemeldir.. Eğer sizde iyi bir altın oran yakalamak istiyorsanız ve estetik uygulamaları hakkında daha detaylı bilgi almak istiyorsanız klinik hattımızdan alacağınız uygun bir randevu ile detaylara ulaşabilirsiniz.

Piezo kapak
Piezo İle Burun Estetiği (Rinoplasti) Nedir? Normal Cerrahiden Farkları Neler?

Genel olarak burun estetikleri şekil bozuklarına yönelik bilinen bir ameliyat olsada, sanılanın aksine nefes darlığına sebep olan ve burun kemiğinde meydana gelen eğrilik, travma gibi durumları ortadan kaldırmaya yönelik bir estetik türü ameliyatıdır. Burun estetiği diğer adıyla Rinoplasti ameliyatlarında burun kemiğinin kırılması ya da törpülenmesi amacıyla kullanılan geleneksel yöntemlerin aksine ülkemizde de giderek artan Piezo yöntemi özellikle Avrupa ülkelerinde oldukça yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.

Geleneksel yöntemlere göre kırıcı ve kesici alet kullanımının olmadığı Piezo yönteminde diğer dokulara zarar vermeden kemiğe şekil veren ultrasonik ses dalgaları kullanılmaktadır. Bu yöntemle ameliyat sonrasında hastaların yaşadığı ağrı ve şişlik şikâyetleri en aza iner.

Ultrasonik Piezo yöntemi ile Burun Estetiği (Rinoplasti) nedir?

Yaygınlaşma döneminde ilk başlarda diş operasyonlarında oldukça güvenli bulunan Piezo yöntemi, Burun estetiği ameliyatlarında ilk olarak Massimo Robiony tarafından 2004 yılında uygulanmaya başlanmıştır. Kesici ve kırıcı aletlerin yerine ses dalgalarının kullanılması olarak tanımlanan şekillendirme işlemidir. Piezo yöntemi kullanılan burun estetiği ameliyatında milimetrik hesaplamalar yapılır.

Akademik makaleye buradan ulaşabilirsiniz!

Herhangi bir dokuya zarar vermeden istenilen burun şeklini meydana getiren Rinoplasti yöntemidir. Ameliyat esnasında kullanılan ses dalgaları sadece burun kemiklerine şekil verirken kemik dışı yumuşak doku, damar ve sinirlere herhangi bir zarar vermez. Bu avantajları ile diğer burun estetiği ameliyatlarından daha güvenlidir. Elbette kullanılan bu yöntem ile birlikte hasta burun yapısı burun estetiği fiyatlarının da değişken olmasına sebep olur.

Piezo Yönteminin Avantajları neler?

Piezo iç donanım

  • Rinoplasti ameliyatları yüz bölgesinde gerçekleştiği için kıkırdağın, kemiğin ve yumuşak dokunun zarar görmemesi oldukça önemli bir durumdur. Piezo yönteminde kemik çevresindeki dokular korunur. Sadece burun kemiği şekillendirmesi yapılır. Geleneksel olarak uygulanan yöntemlere göre daha başarılı sonuçlar ortaya çıkar.
  • Yüksek hassasiyet içerdiği içinde diğer yöntemlere göre çok daha detaylı müdahale şansı verir ve çok daha güvenlidir.
  • Kesici ve kırıcı aletlerin aksine çok daha düzgün bir kesim yapar. Ses dalgaları sayesinden keskin ve net hatlar ortaya çıkar.
  • Ses dalgaları sayesinde kanama riski oldukça azdır. Ayrıca kemik kırılmasına gerek duyulmadığı için şişme ve morarma riski minimal seviyededir.
  • Postop sonrası ağrı neredeyse yoktur.

Piezo yönteminin riskleri nedir?

Son teknoloji cerrahi yöntemi olan Piezo ile Rinoplasti ameliyatlarında risk neredeyse çok düşüktür. Her ameliyatta olması muhtemelen risklere oranla oldukça avantajlıdır. Her operasyon sonrası ortaya çıkması muhtemel şişlik ve morarma görülse de bu oran oldukça düşük ve nadirdir. Yapılan analizlerde bu şikâyetleri yaşayan hasta sayısı oldukça düşüktür.

Piezo Burun Estetiği hangi şartlarda tercih edilir?

Geleneksel yöntemlerin aksine daha yenilikçi olan Piezo yöntemi birçok durumda rahatlıkla uygulanmaktadır.

  • Kemerli burun yapısı
  • Geniş ya da dar bir burun yapısı
  • Sağa ya da sola yatmış çarpık burun
  • Şekli istenilen dışında olan burun ucu
  • Doğuştan bozuk şekli olan burun
  • Yapısı gereği nefes almada güçlük yaşatan burun yapısı
  • Kaza sonucu meydana gelen fonksiyon ve şekil bozukluklarında
  • Revizyon Rinoplasti ameliyatlarında
  • Burun kemiğinin kırılmasını istemeyen hastalar

Rinoplasti ameliyatını kimler yapar?

Burun ameliyatları sonuçlarına bakıldığında basit gibi görünse de şekil ve fonksiyonu sebebiyle oldukça zor ve detaylı ameliyatlardır. Bu sebeple ameliyat tercihinde mutlaka burun anatomisine hakim uzman ve tecrübe yapmış hekimler tarafından yapılmalıdır. Özellikle burun estetiği konusunda tecrübeli hekimler tarafından yapılan Piezo Rinoplasti ameliyatlarında istenilen sonuç rahatlıkla elde edilir.

Rinoplasti (Burun Estetiği) Ameliyatı Öncesi Süreç

Ameliyat öncesi mutlaka ameliyatı gerçekleştirecek uzman hekimle iletişime geçilmesi gerekir. Anestezi altında gerçekleşecek ameliyat sebebiyle gerekli kan tetkikleri, EKG ve akciğer röntgeni gibi belli başlık testler yapılmalıdır. Ameliyat açısından sorun olmadığı görüldüğü durumda operasyon için tarih belirlenebilir.

Piezo Tekniğinde Süreç Nasıl İlerler?

Piezo cihazı

Ameliyat yöntemi olarak açık Rinoplasti tercih edildiğinde cilt üzerinden minimal bir kesi yapılarak burun kemiği Piezo cihazı ile kesilir. Piezo cihazı 25-29 kHz frekasında yüksek ses dalgaları yayarak kemik dokusunu keser. Güçlü ultrason gücü sayesinde yüksek dayanıma sahip kemik yapılarını dahi kesebilmektedir. Herhangi bir kırma gibi durumlar söz konusu olmadığından kemik etrafında yer alan dokular zarar görmez. Bu sayede ameliyat esnasında daha az kanama görülür ve sonrasında ödeme ve morluk ise çok nadir meydana gelir.

Burun Estetiği Operasyonu Ne Kadar Sürer?

Genel olarak açık yöntem kullanılan burun estetiği ameliyatları 2-3 saat sürse de burun yapısı, kalın deri, şekillendirme gibi durumlara bağlı olarak operasyon süresi değişiklik gösterebilir. Piezocerrahi operasyonları uzman hekime çok daha detaylı çalışma imkanı sunması sebebiyle geleneksel açık Rinoplasti ameliyatlarına göre daha uzun sürebilmektedir.

Piezo Yöntemi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

  • Bu yöntem ile kırıcı alet vb. kullanılmaz. Ultrasonik ses frekansları kullanılarak kemik dokusu kesilir. Kemik etrafında yer alan damarlara, sinirlere ve yumuşak dokulara herhangi bir zarar verilmez.
  • Milimetrik hesaplar sayesinde ameliyat sonrası hasta memnuniyet oranı oldukça yüksektir.
  • Burun şekli ve fonksiyonunun bozulduğu, zarar gördüğü tüm durumlarda rahatlıkla ve güvenilir bir şekilde uygulanan bir yöntemdir. Sadece estetik ameliyatlarında değil burunda her ne şekilde olursa olsun gerçekleşen şekil bozukluklarında da kullanılır.
  • Burun, yaşam kalitesi açısından oldukça önemli bir organ olması sebebiyle Rinoplasti uzmanlık gerektiren bir ameliyattır. Bu sebeple deneyimli uzman hekimlerin müdahale etmesi gerekir.
  • Operasyon sonrası komplikasyonların az olması sebebiyle aynı gün ya da ertesi gün hastalar taburcu edilir.
  • Herhangi bir kırıcı alet kullanılmaması sebebiyle çok ince derisi olanlar dışında morluk ve şişlik gibi şikayetler genelde görülmez. Operasyon sonrası ağrı şikayeti çok nadir ortaya çıkar.
  • Günlük hayata dönüş ilk 3 gün sonrası başlar.

Piezo Burun Estetiği Ameliyatı Fiyatları Ne Kadar?

Bu ameliyatı olmak isteyen hemen hemen herkesin merak ettiği güncel Piezo burun estetiği ameliyat fiyatları olmuştur. Uzman bir hekime başvurmadan, ameliyat için tıbbi gereklilik şartlarını sağlamayan hastalar için burun estetiği fiyatları hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Burun estetiği ameliyat fiyatları, hekimin tecrübesine ve ameliyat için kullandığı ameliyathane merkezine göre değişebilmektedir. Siz de burun estetiği ameliyatı olmak istiyorsanız Op. Dr. Emine Şakalar klinik hattından muayene randevusu oluşturarak estetik ameliyatınız hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Türkiye’nin en güzel şehri Eskişehir’de, Kulak Burun Boğaz hastalıklarına ve Burun estetiği (Rinoplasti) sorunlarınıza tek elden çözüm üretiyoruz.

İletişim

Bize Ulaşın

Language